çözemediğim bakışlar kentinde bir düş sokağı sakiniydim ben !

çözemediğim bakışlar kentinde bir düş sokağı sakiniydim ben !

• • •

12 Şubat 2010 Cuma

Kalem Sercan'da

Boş şişeler, avazı çıktığı kadar dolmuş boya kutusundan bozma bir küllük,
yan yana istiflenmiş hayal meyal hayallerimi boyadığım tuvaller, tek ayağı
ansiklopedilerle desteklenmiş (kıçı kırık), tek kişilik yaşamımda tek başımı
dinlediğim tek kişilik koltuğum, içi karanlık umutlarımın kara kalem yazılarıyla
dolu kara kaplı bir defter, 2 gitar, 127 kitap, 243 film, şebnem in posteri,
onun resimlerini söktükten sonra duvarda kalmış birkaç güzel anıyı hatırlatan birkaç
beyaz duvar lekesi, eski atölye hocamdan yadigar dışavurumcu, kırmızı, sol üst köşesi
hafifçe yırtık, kafası güzelken kompoze edildiği belli, yerli yersiz (çoğunlukla yerli)
silik figürlerle dolu, yetmişe yüz bir tablo, buruşturulup atılmış, önce yazılıp sonra
vazgeçilmiş, nefret, aşk ya da her neyse onla dolu intihar mektupları, duvarın kapıya
yakın köşesinde zorlanarak açıldığı her halinden belli olan inatçı bir şişesinin
nefretini kustuğu, damla damla kanı andıran şarap lekeleri, eski, yeşil çantadaki,
rasgele unutulmuş onun resimleri, onun okşadığı saçlarım, onun öptüğü dudaklarım,
onun baktığı gözlerim, onun sevdiği ben, neden onun hayali? Neden onun sözleri?
Neden onun gülüşü? Neden onun gözleri? Neden o, neden hep o, neden her şeyde o,
TANRIM NEDEN HEP O????

Anne:
- Sen daha uyumadın mı?
Ben:
- Güneş daha doğmadı ki anne…..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder